Bugün Sultanahmet tarafında özel bir işim vardı. Öğlen saatlerinde çıkıp onu halledeyim sonrada biraz turlar bir yerlerde birşeyler içerim dedim. Daha sonra geçen hafta yazdığım yazı aklıma geldi ve bu haftada Hipodromdan geriye kalan duvarlardan bahsedeyim dedim. (Bknz: Günümüze Kadar Gelen Hipodrom Koltuğu)
Önceki yazımda belirttiğim gibi Sultanahmet Meydanı olarak bildiğimiz yer eskiden dev bir hipodrommuş. 196 yılında Roma imparatoru Septimius Severus tarafından yaptırılan bu hipodromda yarışlar düzenlenir, çeşitli gösteriler sahne alırmış. Bu güne kadar bir çok ayaklanmalar, katliamlar, depremler gören bu dev hipodromdan geriye maalesef çok az şey kalmış. Hipodrom koltuğu ve Duvarları bunlardan ikisi.
Hipodromun güneyinde kalan bu kısma Sphendone deniyormuş. Bu kısımda daha çok alt tabakadan seyirciler otururmuş. Bir nevi kale arkası tribünü gibi. Ayrıca bazı halka açık idam infazları da Sphendone önündeki alanda gerçekleştirilirmiş. Fakat günümüze kadar gelen bu kısım bugün kaderine terkedilmiş durumda.
Bugün gidip göreyim dedim fakat maalesef otoparklar, ağaçlar ve saçma sapan binalar nedeni ile görmekte zorlandım. Duvarları gecekondu gibi evler çevrelemiş, biraz ilerisinde bir otopark, hemen sonrasında trafolar, muhtarlık binası, tepesine yapılan okul, ağaçlar derken neredeyse resim bile çekemedim. En kötüsü bilgilendirecek bir tabela bile yoktu. (Fatih Camii duvarlarında “Tarihi Mirasımıza Sahip Çıkıyoruz” yazılı dev pankartlardan bahsetmeyeceğim.)
Umarım bütün bunlara rağmen heybetinden birşey kaybetmeyen neredeyse 1900 yaşındaki bu duvarlara gereken özen gösterilerek bu mirasa sahip çıkılır.
Daha Fazlası Için GezenmiBilir.com
